Oraya git. İmam, Bursa İlahiyat mezunu. Birlikte stadyuma gidiyoruz. Ernad beni evine buyur ediyor. Kahve ve meyve suyu ikram ediyor. Daha sonra hutbe metnini de temin ettim. Diye soruyorum. Arabadan iniyoruz. Ernad, burada bekle abi.. O da garsona soruyor. Saat onbir gibi yemek bitiyor. Gelinimiz kahve ve meyve suyumuzu yine getiriyor. Bu arada Kenan Mazlami de geliyor. Mazlamilerin evine gidiyoruz. Az sonra bir misafirimiz olacak. Bir dahaki sefere. Camide tesbih yok. Buraya doyum olmayacak.
Hemen ben de gitmeye talip oldum. Annesi de el sallayarak onu izliyor. Diye sordu. Bu sorulari ona soracagiz ve cevaplari resmi yazi ile teyid ettirecegiz. Washington D. I remember Mrs. Demir crying silently during the funeral ceremony; holding back her tears as she gently touched her unborn baby. Sema Karaoglu, Daughters of Ataturk, January 27, For four years he taught courses on cinema in Kenya.
He is one of the founding members of the Mediterranean Theater Institute based in Madrid. A prolific playwright, Baydur has published his Collected Plays in three volumes.
Bu durum, belli belirsiz bir haz veriyor bana. O sahneye koydu. Hala annesi oradaki evlerinde oturuyor. Resepsiyon Imama farz bitiminde dikkat ediyorum.
Ben kuru fasulye yedim. O da kurufasulye ve iki pilav. Herbiri bir cephede kaderlerini arayacaklar. Arkaya biniyorum. Fakat oldu bir kere.. Ben ses etmeden arkadan kendi tempomla devam ediyorum. Ona da kola dolduruyorum. Haberleri yoktu. Ali İmran.. Evini savunuyordu. Bir dahaki sefere bu yolu kullanmaya karar veriyoruz. Tabii bir dahaki seferi olursa..
Bu sefer var dedim. Diye ekledi. Bir sene orada okudu. Demekle yetiniyor. Burada her kes kendi rutbesindekilerle oturabiliyor. Diye soruyor. Memnuniyetle diyor. Kabul etmiyor. İdris Esen Beyle beraberiz. Namaz bitiyor. Bu sefer o soruyor. Bu sefer Mustafa.. Ben evet, diyorum. Binip hareket ettik. Eve buyur ediyordu.
Dersane sorumlusu o. Selim Efendiya da onu mihraba buyur ediyor. Gunumuzde de mevcut olan bu tekke Saraybosna'mn kuzey bolumunde, Sagirdgi Remziya Osmanovic. Tekkenin haziresinde bulunan kabristanda medfundur. Hah tamam. Anahtar geliyor. Yuri Stoyanov. Sonra oturuluyor. Kral Fahd camisinin burnunun dibinde, ikinci katta 60 metrekare bir daire. Size de mubarek olsun. Ikinci katta bizim daire, zaminde de bir kahve. Gece saat iki olmus.. Adam hala susmadigi gibi arada mikrofonu sesi daha akortsuzlara veriyor..
Picamalarimla dogru asagiya iniyorum.. Koyu renkli bosalmis siselerden bir yigin.. Acaba hangisi ayik diye etrafa bakniyorum. Birbirine sarilarak dans etmeye calisan iki kadin.. Yirmi kadar erkek.. Hepsi birbirinden sarhos.. Bosnakcam da yok.. Ne diyeyim bu sarhoslara.. Ellerimi havaya kaldiriyorum.. Disarida soruyor..
Konusmaya basliyor.. O da sevinerek Kabul etti. Onu da tekbirlerle kesim yerine getiriyoruz. Bismillahi Allahu Ekber.. Bu da tamam. Bir Katalan. Diye tutturdu. Mulla onu da buyur et dedi.
Temmuz Mevlevilik belirtilen siirec. Bu vakfiyenin bir sureti Vakiflar Kuyud-i Kadimesi'nde mevcuttur. Mula ise sakindi. Diye tamamladi. Mula Mesnevi derslerini sordu. Odamda bir masa verdim. Beni durakta beklemek istiyordu.
Bundan etkileniyor. Diye sordum. O da ne? Ne oluyor bu insanlara? Hareket sabah Peygamber s. Saat Belli ki tedirgindi. Sonbaharla birlikte sevimsiz haber de geldi. Ne dersiniz? Mula sevinerek kabul etti. Bu gun 17 Kasim , Ertugrul Tacgin laf arasinda Ahua Muslu,man olmus diyor ve hadiseyi naklediyor.
Ahua Murat Dogruelin odasina Selamunaleykum ile giriyor. Dogruel ile aralarinda soyle bir konusma geciyor. Duamiz Ahua ile. Allah onun yuregine metanet versin. O da evet istiyorum dedi. You are in my country now. See you at the conference. Konferans sekreteri olarak E. Tohum niyetine. Az sonra ikram geliyor. Dom Armije nerde?
Adam yok dedi. İyi de etti. Yolda sis var. Neyse ki sadece yedi kilometre. Sokolovid ve HAS. Kemura, H. KreSevljakovid, kemura-corovic, Mr. Ekremov, T. Djordjevic, O. Sokolovic", H. Dizdar, K. Georgijevic, B. Djurdjev, R. BogiSic", Mr. Mujezinovic, Mr. Traljic, Mr.
Had2ijahi, S. Kemura "Sarajevske dzamije. Sadece H. Nazecid, I. Kecmanovic, M. Mujezinovic, F. Bosanska balada Ide Hasan svojom stazom. U ruci glavu nosi, a gospodarica sunovrata kneginja bola, gospodja Strava, jezdi nebeskim kocijama i nize vijence od glava pa porucuje vijekovima: O, pocujte, odvazni vijekovi! Dangubite cekajuci ljude. Upamtite moje svjedocenje - ljudi su mrtvi, zato se ne bude! Dodje Iskusenje i pita bojis li se Hasane? Ne bojim. A bola Hasane? A Osvete Hasane? A Ljubavi Hasane?
Dodje Osveta i kaze podji sa mnom Hasane! Necu sejtane! Podji sa mnom Hasane! A Hasan ide pravo. Okreni se Hasane! Dodje Mrznja i pita vidis li me Hasane? A Hasan ne divani. Vidis li me Hasane? Dodje Istina i kaze razmisli malo Hasane. Ljubav te tvoja ubila! Tada nestade smijesne druzine a bijelo bljestavo svjetlo se javi i mogao je mirno gledati sebe kako hoda po travi.
Doletje bolest i kaze daj ga! Onda se javi snovidjenje, prstom svetaca pokaza stazu i dijete krenu iz Ukletog Carstva tragom Ljubavi ka izlazu. Boze, vjerujem u tvoju milost. Daj mi snage da izduram kaznu.
Bojim se. Uplasio sam se jer sam se upleo u mrezu pitanja. Lagao sem jer sam slusao svoju sujetu. Tako sam nemocan ispred tvoga pogleda. Boze moj, molim se tebi slavom rijeci koje si mi podario. Ne napustaj moj dom! U tvome tijelu moja je snaga darujem ti je sine covjeka.
Oruzje uzmi, skoci na konja i bices slavan sve dok je vijeka. I skoci dijete, uplasi vjetar. Djogo kopitom kamenje mrvi. Ali ne stigose do Budima nego do mutnog jezera krvi. Pokazi mi tvoje staze. Molim se tebi koji si me obdario rijecima ljubavi. Zasto se samotnom stazom kreces, zivot postoji da ga slavis cini tako - umrijeti neces! Nauci Hasane ovu tajnu: sve je nastalo kao ljepota. Bjezi iz ove smrdljive bare i ne bori se protiv zivota.
Bi kabulu hak ve dzelle Lillahil-fatiha İsterseniz taksiyle gidebilirsiniz dedi. Bu durumda otele hareket edebilirdik. Resim 1. Resim 2. Resim 3. Preslice yerel folklor gurubu. Resim 5.
Bir kere diyecek. Efsane kitaplarinda anlatildigi gibi, tanri Pan'in "bir yarismada birinciligi almasi" baska bir dussel Yunan tanrisi olan Apollo'yu kizdirir. Sonucunda, tanri Apollo, tanri Pan'in insan kulaklarini esek kulaklari ile degistirir. Bu profesor, kralicenin guvenlik gorevlilerinden aylik aliyordu. Emekli olduktan sonra da, Kralice'nin tebasindan olmamasina karsilik, emekli ayligi almayi surdurdu.
Profesor'un gorusunce, ortak tarih ve kokenli Turk topluluklari, Cin duvarlarindan Viyana'ya kadar olan genis bir bolge icinde yasiyorlar ve Turkce konusuyorlardi. Hindistan imparatorlugunun Kuzey'inde ise, toplumu hic olmaz ise gun'de bir kez borst corbasi icen bir baska imparatorluk yer aliyordu.
Kuzey'deki bu borst icenler imparatorlugu, Guney'deki cay icenler imparatorlugunun topraklarina ordulari ile yaklasmaya calismaktaydi. Profesor'un dusundugu gibi, iki imparatorluk arasinda ortada kalan Turkler biraraya gelip tug baglayacak olasalar, cay icenler imparatorlugunu borst icenler imparatorlugundan korumus olacaklardi.
Boylece, cay icenler imparatorlugu daha guven icinde yasayabilecekti. Ya da, cay icenler imparatorlugu yoneticileri boyle dusunuyordu. Bu ugras'in amaci, tek bir Avrupa devletinin digerlerine ustun bir duruma gecmesini engellemek idi. Butun Avrupali devletler tetik durduklari icin, satranc tahtasi uzerindeki atilimlari andiran bu olaylar, Avrupa duzeyinde bir politik-ekonomik durgunluk ve tikaniklik yaratmis idi.
Dolayisi ile yarisi kazanmayi kendine amac edinmis ulke yoneticileri, atilimlari Asya'ya kaydirilmaya basladilar. Ingiliz sairi Kipling, bu ugraslara "Asya'daki Buyuk Oyun" adini takmisti. Bu ekonomik ustunluk ise, Asya'da kurulan somurgelerden ucuz hammadde alip, yerine, ana ulkelerindeki uretim evlerinde turettikleri mallari daha yuksek degerlerle satmak yolu ile gerceklesecek idi.
Toplumu Valkyrie ad'i ile bilinen baska bir kurgusal yaratigin soyledigi ezgileri dinleyerek bira icen ucuncu bir ulke, bu arada Asya'daki Buyuk Oyun'a katildi. Bu ucuncu toplum'un imparator'u, Avrupa'da "Hasta Adam" olarak bilinen Osmanli imparatorlugunun yakin dostu oldugunu belirtmek icin Istanbul'u ve Orta Dogu'yu gezmeye gitti. Bira icenler imparatorlugu yoneticileri, Asya ve Orta Dogu'da bir Islam Ihtilali cikmasini kolaylastirmak istiyorlardi.
Bira icenler imparatorlugu, kahve icenler imparatorlugu9 ordu birliklerini kendi yaninda bu "Butun Savaslara Son Verecek Son Savas" a sokmak istiyordu. Kahve icenler imparatorlugunun yeryuzundeki konumu dolayisi ile bira icenler imparatorlugu yaninda savasa girmesi, cay ve borst icenler imparatorluklarinin bir bolum ordularini kahve icenler imparatorlugunun Dogu yaninda tutmak zorunda birakacak idi. Bu da, Bati Avrupa yonunde cay ve borst icenler imparatorluklari ordulari ile vurusmakta olan bira icenler imparatorlugu ordularinin soluk almasina yardimci olacak idi.
Cay ve borst icenler imapartorluklarina sonradan askeri guc ile katistirilan toplumlarin icindeki buyuk bolumler, "din bakimindan Musluman" idiler.
Kahve icenler imparatorlugu da "Pan-Islam" bayragi altinda savas'a girdiginde, bira icenler'in dusuncesine gore, bu Musluman topluluklari kahve icenlerle isbirligi yapacaklardi. Bir "Islam Ihtilali" cikacak idi. Boylece, cay ve borst icenler imparatorluklarinin ic isleri guclesecekti. Bira icenler imparatorlugu, kahve icenler imparatorlugunun ordularini Dogu'da, Kafkaslarda, bu amacla savas'a sokmayi basardi.
Ilk bakista, bira icenlerin istekleri yerine gelmis ve basari'ya ulasmakta idiler. Borst icenler imparatorlugu, imparatorlarinin yasam tur ve duzeni dolayisi ile bir hastaliga yakalandi. Borst icenler imparatorlugu, agri ve sizilarla yataga dustu. Yeni borst icenler imparatorlugunun bascilari, yeni'den kaldirdiklari bayraklarla, bu kurgusal Pan-Turkizm ve Pan-Islamizm ikizleri ile, yeni bir savas baslattilar.
Orta Asya kimiz icenlerini, gene eski borst icenler imparatorlugunun uyguladigi yontemlerle yonetmek istiyorlardi. Bunun uzerine, cok da us'lu olmayan yeni bir savas basladi. Yeni borst icenler imparatorlugu, Orta Asyali kimiz icenlerin bu dogal isteklerinin temel'den "dunyayi isgal etmek" dusuncesi oldugunu cigirislarla ileri surduler. Yeni borst icenler imparatorlugunun bu yaraticiliklari Avrupa kamu oyuna tezlikle aktarildi.
Avrupa'da el altindan sessizce yapilan anlasmalarla, kurgusal ikizlerce ileri surulen tutumlarin "Dogru" oldugu deme lerle dunya'ya bildirildi. Roosevelt'in dile getirdigi "Dort Bagimsizlik Yasa" si toplumlarin soz, din, toplanma ve yolculuk etmek istekleri sinirlanamaz da kulak ardi edildi, Orta Asyali kimiz icenlere uygulanmadi.
Orta caglarda yer almis olan Hacli Seferleri, bu yolda ileri atilmis politik cozumlerin basinda gelir. Kendi ic islerindeki gucluklere cozum bulamayan dini onderler, toplumlarinin ic sikintilarini "dis dusmanlara" yoneltmek icin "din" savaslarina girdiler.
Bu evrensel "dis politika" yolu ile kendi buyruklarindaki yurttaslarinin dikkatlerini ic islerden ve sikintilardan uzaklastirmaya calistilar. Duygulari ile kendilerinden sakli oynanan mumin toplumlar, ic rahatligi ile koru-korune bu cagirilara uydular.
Bu toplumlar kisa surede gercekleri ogrenmeye basladilar: savas alaninda erler olur, ozellikle olaylari toplu olarak goremeyen ve cahil olan toplumlarin erleri. Zaman degisir. Ancak, anlasildigina gore, her zaman daha iyi'ye dogru da degil. Turkler de, Avrupa'nin ileri gelen uluslari gibi, bir imparatorluk surecinden gectiler. Hic degilse, yazdiklari tarih kitaplari icinde Turklerden "tahsilat yapmak" isteyenler bulunur.
Unutulmamali ki, gelecek olaylar, buyuk bir cogunlukla bu tur "eski defterler" icinde yazili olaylara gore yonlendirilecektir. Dunya'da var olan Turklerin cogunlugu, kendi cevrelerinde ve uzerlerinde dondurulen oyunlara bakmadan, hala hic uzaklasmadiklari anayurtlarinda yasamaktadir. Bu gercegi goremeyenlarce de, nereden ve nasil gelmis olurlarsa olsunlar, Turkler zararina kurgusal ikiz Pan suclamalarinda bulunulmakta. Turkler gunumuz'e kadar "soz gumus ise, sukut altin'dir" diye yanlis bir dusunce altinda yasamaktadirlar.
Gerceklerin orta'ya atilmasina yarayacak her tur tartisma'ya girismeyi de, "celebilige" yedirememisler ya da yakistiramamislardir. Ne de olsa, atalari "dogruluk yerini bulur" dememismiydi? Bu atalar sozunun dogrulugu su goturmez. Yalniz, bu atalar sozu, dogrulugun hangi gun yerini bulacagi uzerinde bir bilgi vermez. Dogruluk yerini bulmaya hazirlanadursun, bu sirada "At'i alan da Uskudar'i gecmektedir. Osmanli Amiral'i Barbaros Hayreddin'in adi'nin Akdeniz kiyilarinda oturan Avrupalilarca soz dinlemeyen cocuklari korkutmak icin "ocu" anlaminda kullanildigi, ve boylece cocuklarin soz dinlemeye zorlandiklari iyi bilinir.
Bu yol'dan, Turk'un ocu oldugu efsanesi genc beyinlere yerlestirilmekte, buyuduklerinde devlet adami, tuccar vb. Bunlarin en eskilerinden ve siyasi nedenlerle yazilmis olanlardan biri yilina, II.
Mehmet'in Bizans imparatorluguna son vermesinden yirmi yil sonrasina kadar geri gider. Bu kucuk eser'de, Fatih guya " Ustelik, Avrupali'larin "Turk'lere karsi koyma yeteneginin ne denli guclu oldugunu gostermek icin," bu "mektubun" sanki Turkce'den "cevrilmis" gibi gosterildigi de orta'ya cikmistir. Katolik ya da Protestan mezhepleri uyeleri olan yazarlari ise, kendi yandaslarini diger Hristiyan mezhebine karsi savas'a cagirmaktadir. Bu yazarlarin ileri surdugune gore, ornegin eger Katolikler biraraya gelip Protestanlari vurmazlar "dinlerini birlestirmezler, Protestan denen ayricilarin elinden kurtarmazlar" ise, "ocu" Turkler gelip herseyi Hristiyanlarin elinden alacaklardir.
Bu da, bir dis yagi yaratmak -- ve toplum'un ic sikintilarini dagitmak-- yonteminden baska birsey degil idi. Bu yontem, bu gun de butun canliligi ile yasamakta ve yasatilmaktadir. Bu tur propaganda'nin 15ci yuzyil icinde bile pek yeni olmadigi biliniyor. Bizans imparator'u Leo VI ca yapildigi soylenen "Turklerin Son'unun Geldigi" kehanet'i, 16ci yuzyil Avrupa'sinda yazilan dini-politik kavga yazilarina da kaynak olarak alinmistir.
Bu gibi her kisi'ye acik olmayan kapali koselerde beslenme ortam'i bulup filizlenen karanlik dusunceler, sonradan buyutulerek kamu oy'una sunuluyor. Bulasici hastalik gibi bir agizdan diger yayin'a geciyor ve ortaligi kirana koyuyor. Bir gozlem yapilabilir: "Bir deli kuyu'ya tas atmis, kirk akilli cikaramamis.
Bu propaganda uygulamalari da, Ruslarin Avrupa'dan orendikleri arasindadir.
0コメント